ıstırap bölüm bir aşk

yha yazıyordum da çok hızlı şekilde siteye vermeye başlayınca ara verem dedimm

ok

BÖLÜM=6
İTİRAF

Eve girdiğimde kendimi hafiflemiş hissediyordum.Gerçekten hafiflemiştim üstümden bir yük kalmıştı sanki.

Jack lerde bize geldiler ben Lucy ve Jack benim odama çıktık ben sınıftan Tom Brown u aradım ve ders notlarını ve ödevleri sordum Lucy ninde burada olduğunu örenince getirebileceğini söyledi sanırım Lucy e aşıktı.Hemen Lucy le alay etmeye başladım “Lucy eniştem mi olacak şimdi benim?” dedim ama beklediğim tepki yerine gülümseyerek “Keşke..” dedi ve bir an afalladı ve “Yani şey.. of ne biliyim ben ya sende alay edip durma…” kızıyordu ki sanki aklına bir şey gelmiş gibi gözleri parladı ve bana dik dik bakarak “Yengecimmm…” dedi ‘Yengecim’ mi? İnanamıyorum ne hakla “Lucyy şakanın dozunu arttırmayalım” diye kızdı Jack Lucy e. O sırada kapı çaldı “Bu ne hız” Dedi Lucy ve benden önce kapıya koştu ben Jack te arkasından koştuk.Tom Lucy e kağıtları verirken çok utangaç bir şekilde tam gözlerine odaklanmıştı Lucy ninde ondan kalır yanı yoktu.

Tom Lucy Jack ve ben ödevleri yaptık ve ders notlarını kendi defterlerimize geçirdik.Jack ler saat on da gittiler Tom ise dokuzu yirmi geçe gitmişti.Onlar çıktıktan sonra bende bilgisayarımı açtım beş dakika sonra Jack Facebook unu açtı orda gece on iki buçuğa kadar konuştuk.Sonra içeriye annem girdi ve yatmam gerektiğini söyledi Jack e durumu anlatıp kapattım ve yattım.

Sabah kalktığımda aşağıdan gürültüler geliyordu biri o kadar gürültülü gülüyordu ki…Zaten onun sesine uyanmıştım.Giyindim ve aşağıya indim.Jack ve Lucy biz delerdi üstelik bugün okulda yoktu.Lucy beni görür görmez yanıma koştu ve bana sarıldı sarılırken de kulağıma fısıldadı “Jennifer hemen yukarı çıkmalıyız” dedi ve beni ittirdi.Odama çıkar çıkmaz kapıyı örttü ve “Jennifer bu ne hal doğum günü partine bu şekilde mi katılmayı düşünüyorsun?” dedi doğum günü partisi mi? Ne yani bugün Aralığın dokuzu muydu? “Ne partisi bugün Aralığın dokuzu mu?” dediğimde büyük bir kahkaha attı ve anladım ki beni uyandıran seste oydu “Jennifer lütfen bana kendi doğum gününü unuttuğunu söyleme hadi hadi doğru dolaba sen ben Jack ve Tom dördümüz bugün beraberiz” dedi afalladım hiçbir şey de söyleyemedim hala bana gülüyordu sonra beni yatağıma oturtturdu ve dolabıma ilerledi “Tanrım bu giysiler olamaz neyse ki yanımda birkaç giysi ve makyaj setimden birkaç şey getirmişim ve tabi ki iyi ki bedenlerimiz uyuşuyor” dedi ve aşağıya koştu iki dakika içinde geri geldi.Ve elinde ki çantadan çok cafcaflı pembe bir elbise çıkarttı.Yüzümü buruşturdum ve başımı hayır anlamında salladım.Sonra siyah askılı ve mini mavi bir etek çıkarttı ve bunlar bana kötü bir olayı anımsattı anladı ve ben bir şey demeden es geçti.En son olarak ta beyaz bir elbise çıkarttı beyaz ve mavi kurdeleli mükemmel bir elbise.Hemen elinden kaptım ve Lucy i ittirerek dışarıya çıkarttım ve hemen giymeye başladım.Çok ama çok güzeldi kolsuzdu ve dizimin biraz üstüne geliyordu.Sonra onu içeriye çağırdım ve makyajıma başladı.Fazla makyaj sevmediğimi bildiği için hafif mavi beyaz bir makyaj yaptı…

Sonra birlikte aşağıya indik.Jack mavi küçük topuklu ayakkabılarımın sesini duyar duymaz kafasını çevirerek baktı.Beni baştan aşağıya süzdü ve çok etkilenmiş gibiydi yutkundu.Sonra babam öksürür gibi yaptı ve bana ters ters baktı ama neyse ki benim Lucy gibi bir can dostum vardı “Taddy lütfen Jennifer a kızma onu ben süsledim” dedi ve gözlerini kırpa kırpa gülümsedi.Babam da önce bana sonra Lucy baktı ve derin bir nefes alarak mutfağa doğru ilerledi.”Vayy canına Jennifer mükemmel olmuşsun.Yani Lucy den böyle bir şaheser çıkması beni şaşırttı” dedi ve gülümsedi o bilindik sıcak gülümsemesiyle ama Lucy nin bundan memnun olmadığı belliydi “Jackkkk” diyerek kızdı “Tamam tamam Lucy kızma Jack sende gitme üstüne hem biz Lucy nin ne kadar zevkli olduğunu biliyoruz değil mi???...” dedim.Lucy sırtımı sıvazladı ve gülümsedi sonra Jack oturduğu yerden kalktı ve çıktık.Arabasına bindik ve Tom un evine doğru gitmeye başladık.Evine vardığımızda kapıyı annesi açtı Tom aşağıya indiğinde çok krizmatik görünüyordu.Lucy gözlerinin ondan alamıyordu sanırım birbirlerine çok yakışacaklardı.

Tom uda aldıktan sonra şehirde ki lüks restoranda gidecektik.Ama ben engelledim gece daha iyi olur dedim ve kabul ettiler.Sonra tekrar evlerimize dağıldık Jack mayolarımızı hazırlamamızı bize bir sürprizi olduğunu söyledi ve orada bir şey itiraf edeceğini.Çok meraklanmıştım hemen dolabımdan mayolarımı çıkarttım ve içinden elbiseme uygun mavi çiçekli ipli mayomu çıkarttım ve giydim ve üstüne tekrar elbiseyi giydim.Küçük bir çantanın içine havlumu koydum “Jack sanırım deniz kıyısına falan götürecek bizi” diyorken annem geldi ve “Deniz kenarına mı gidiyorsunuz?”dedi bende “Bilmiyorum Jack mayolarınızı içinize giyin sürprizim var dedi “dedim ve korna sesi duyulur duyulmaz aşağıya koştum.Şaşırmıştım çünkü Jack babasının arabasını almıştı şu son model ve bence yaşına hiç uygun olmayan bir BMW. Her neyse ama bence Jack e daha uygun bir arabaydı.Hemen arabaya bindim ben öne geçtim çünkü arakası çok tan dolmuştu Lucy ve Tom oturuyorlardı.


Ve bizi çok harika bir yere getirdi daha önce gelmediğim duymadığım ve görmediğim çok güzel bir yere. Sesiz sakin bir yere.Arabadan inerken tek ses kuş sesleriydi ve harikalardı.Arabadan indikten sonra Lucy ve ben üzerimizdekileri çıkartmak için bir yer ararken Jack ve Tom ise bagajdan çantaları çıkartıyorlardı.Üzerimizi değiştirecek bir yer bulduk ve elbisemizi çıkartmaya başladık.Ben biraz heyecanlıydım sanki dördümüz birer çift gibiydik.Ben ve …. Jack Lucy ve Tom…..


Üzerimizi çıkarttıktan sonra arabanın oraya gitmeye başladık.Jack ve Tom çadır kuruyorlardı şaşırmıştım ve hemen merakımı gidermek için sordum “Bu çadır ne için?” dedim Jack o zamana kadar beni fark etmemişti hızlıca bana doğru döndü.Utangaçça gülümsedim ve oda bana gülümsedi “Bu gece buradayız yoksa giysi getirmedin mi?” diye sordu “Söylemedin ki…” lafımı kesen kişi Lucy di “merak etme ben senin içinde giysi getirdim ama sen annenleri arasan iyi olacak” dedi haklıydı hemen annemi aradım durumu anlattım.Tabi ki annem ‘Aynı çadırda mı yatacaksınız hepiniz?’ gibi bir soru sordu ve bende iki çadırımız olduğunu Lucy ve ben Jack ve Tom un birlikte yatacağını söyledim.Jack ler kısa sürede birinci çadırı bitirdiler ve ikinciye başladılar o sırada bizde denize doğru ilerledik.Ben suya girmedim Lucy de biraz yüzdü çıktı.

Jack ın karşısına çıkmaya çekiniyordum o yüzden Lucy den getirdiği giysiyi istedim.Gidip çantasından bir poşet çıkarttı ve bana uzattı.Hemen çıkarttım içinden siyah bacağında da bir ayıcık şekli olan kapri ve yine siyah önünde kaprinin üstünde olan ayıcığın aynısından olan bir askılı badi çıktı.Hemen giydim Lucy de kurulandı ve benimkini aynısının pembesinden giydi.İkiz gibiydik Tanrım.Jack ve Tom da eşofman takımı giydiler ve ateş yaktılar.Çok güzeldi.Ve çokta romantikti.

Bir saat sonra Lucy e “Yemek hazırlasak iyi olur sanırım” dedim Jack hemen kalktı ve arabaya ilerledi.Lucy ise beni duymazdan geldi.İki dakika sonra Jack elinde pizza kutularıyla birlikle geri geldi.Elindekileri bıraktı ve arabaya tekrar gitti.Bu sefer elinde bir poşet kola ve gitar vardı.Gitar çaldığını bilmiyordum.Ve Tom un çalmadığına da emindim “Vayy Jack gitar mı çalacaksın?” diye sordum tatlı tatlı gülümsedi ve evet şeklinde onayladı.Gitarı da görünce ona olan aşkım bir kat daha arttı.Bir yandan pizzamızı yedik bir yandan da Jack ın marifetlerini dinledik.Sesi tahmin ettiğimden daha güzeldi….


Bir süre sonra Tom ve Lucy oldukları yerde düştü düşeceklerdi ki Jack onları kaldırdı Lucy bizim çadırımıza Tom ise kendi çadırına girdi.Jack bana daha da yaklaştı ve romantik bir şarkı söylemeye başladı.Sonra birden bire şarkının yarısında sustu gitarı yere bıraktı bana doğru döndü.Korkarak ve çekingence ellerini bana doğru uzattı ve ellerimi tutu.Çok heyecanlanmıştım Tanrım işte şu an öldüğüm an.Gözlerini sımsıkı kapattı ve “Jennifer ben…ben…sana bir şey söylemek istiyorum…..” dedi ve sustu gözlerini yavaşça açtı ve “Jennifer ben sana….sana a…a…a…a..şığım” dedi nefesimin kesildiğini hissetim yavaşça ellerimi öptü ve bir şey dememi beklemeden yatmaya gitti.Tanrım ne yani bana aşık mıydı? Bunu daha önceden Lucy den duymuştum ama Jack ten duymak daha farklıymış.


Gece boyunca uyuyamam sanırım sonra kendi kendime mırıldanmaya başladım “Tanrım oda beni seviyor.Ölebilirim sanırım.Jack te beni seviyor….seviyor…..seviyorrrrr..” Diye kendimi tutamadan çığlık attım çığlığıma uyanan tek kişi Lucy oldu ve “Ne kim kim seni seviyor…” gözlerini kapattı ve “Yoksa Jack mi?” dedi gözlerini hızla açtı “Şiiiiştt Lucy sesiz ol sana anlatacağım” diye onu susturdum.Yaklaşık üç saat önce ne olduysa hepsini anlattım…
Ağzı açık kaldı ve “İnanamıyorum Jack sana aşkını itiraf mı etti yani????” dedi şok olmuştu “Evetttt Tanrım çok güzeldi” dedim ve beş dakika boyunca Jack ve beni el ele deniz kenarında yürüyüş yaparken hayal ettim.Çok güzeldi. El ele göz göze…


Sonra “Lucy düşünsene sen ben Tom ve Jack ahhh!!” dedim ama Lucy e bakmıyordum oda bir şey söylemedi.Yavaşça ona doğru döndüm uyumuştu bile bende yanına yattım ve uyudum.Yada en azından uyumaya çalıştım.Uyandığımda Jackın kollarında arabadaydım.Arabayı Tom kullanıyordu Yanında da Lucy vardı.Ben ve Jack arkadaydık “Jack….” Dedim ve Lucy hemen söze atladı “Jennifer saat öğlenin iki buçuğu biz kahvaltımızı ettik sen uyanmadın ve Jack seni kucağına alıp arabaya bindirdi.” Dedi Jack ona kızdı “Lucy onun üstüne gitme daha yeni uyandı” dedi “Gece neden uyuyamadı acaba?” diye salakça bir soru sorunca Lucy Jack daha da kızdı “Lucy yeter artık bu onu ve beni ilgilendirir ister kabul eder isterse reddeder bu sadece ve sadece ikimizi ilgilendirir” diye azarladı Jack ın kulağına doğru uzandım ve fısıldadım “Jack ben de sana hem de ilk gördüğüm günden beri a..a..aşığım” dedim ve bunu söylediğime inanamadım.Tanrım sonunda ikimizde itiraf edebildik onu çok ama çok seviyorum.Bunu söyledikten sonra Jack ın yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu o sıcacık gülümsemesiyle ben de ona gülümsedim.


Eve gidene kadar onun kollarından hiç ayrılmadım.O da beni normalden daha da fazla korumacı bir şekilde sardı.Tanrım bu an hiç bitmesin derken evin önüne gelmiştik bile Jack ın yani sevgilimin yardımıyla aşağıya indim.Babam yoktu.Jack ve Lucy de bize geldi Tom ise evine gitmesi gerektiğini söyleyerek gitti.


Ben Jack ve Lucy benim odama çıktık Jack bana “Teklifimi kabul etmeyeceksin diye çok korkmuştum ama beni çok mutlu ettin seni gerçekten çok ama çok seviyorum aşkım seni hiç ama hiç bırakmayacağım sana söz veriyorum.” Dedi bu sözleri beni ona daha da aşık etmişti.Aslında onun her sözü beni ona bağlıyordu.Bende o na aşkımı ispat etmek için yemin ettim “Bende seni çok seviyorum aşkım ve sana söz veriyorum seni bir gün çocuklarımın babası olarak göreceğim.Sana sırılsıklam aşığım aşkım” dedim o an mutluluğumuzu bozan kişi annemdi kapıyı çalmadan açtı ve beni Jack ın kollarında bastı…

abboooooooooooww

.d.d.d.d

neden öyle birşey söyledinn

7.BÖLÜM
İMKANSIZLIKLAR


Sabah kalktığımda annem başımda dikiliyordu bir açıklama beklediğinin farkındaydım “Anne bak biz..” dedim babamı gitti sanıyordum kapının girişinden konuştu “Jennifer bak Jack iyi birisi onunla iyi arkadaş olman güzel fakat..” bu sefer ben onun sözünü kestim ayağı kalktım ve “Fakat ne baba onunla sevgili olamaz mıyım? Ama niye onu sevdiğinizi sanıyordum ben onu çok seviyorum ve dün hayatım da aldığım en güzel doğum günü hediyesini aldım on sekizinci yaşım bana onu kazandırdı başka bir şey istemiyorum ben “ diye bağırıp durdum anlamıyordum bir insan bir gecede nasıl değişir düne kadar Jack e bayılıyorlardı.Ne yani onunla sevgili olunca mı bitti sevgileri ne saçma “Hayır bizim için bir sorun yok ama onun ailesi sorun yaratabilir bak dün baban ve onun babası çok büyük bir kavga ettiler sebep ise sizsiniz ailesi seni istemiyor kızım zorlamaya değmez lütfen” diye beni ikna etmeye çalıştılar.Ne yani ailesi beni istemiyor diye Jack ten vazgeçmeyeceğim. Hayır hayır asla “Hayır anne sırf ailesi beni istemiyor diye ondan ayrılmam.Ayrıca neden ailesi beni istemiyormuş hani beni çok seviyordular ya?” dedim annem bir şey demedi babam da çıktı gitti hiçbir şey bizi ayıramaz onu bulmuşken sırf basit bir konu için onu bırakmam.


Okula yaklaşırken Jack i arayacaktım ki girişte görünce vazgeçtim hemen yanına gittim bana sarıldı ve başımdan öptü “Bu gün size gelemedim hani annen falan” dedi anlaşışla kafamı salladım ve hemen konuya girdim “Jack annenler beni istemiyor mu?” dedim Jack bu sorunun üstüne hiç bir şey diyemeyecek gibi duruyordu ki konuşunca şaşırdım “Bunu da nerden çıkarttın babam bunu duyunca çok sevindi” dedi çok şaşırdım annemler niye yalan söylediler neden “Ne nasıl yani gerçekten çok mu sevindiler” dedim gerçekten çok sevinmiştim.Ama hala anlayamadım bir şey vardı annem ve babam “Dün senin babanla benim babam kavga mı ettiler bizim yüzümüzden?” dedim aniden bana şaşkınlıkla baktı biraz düşündü o sırada sınıf kapısına varmıştık bile. “Aaa… evet kavga etmişler ııımm şeyden neydi o ya….” Sözünü kestim ve “Dur tahmin edeyim baban beni istemiyordu ama sana bu soruyu sorduğumda öyle söyledin çünkü üzülmemi istemiyordun ve babam da beni savundu ve kavga konusu oldu değil mi??” dedim ona ters ters baktım “Jennifer hayır bak evet seni üzmek istemiyordum ama sen zorladın kavga ettiler ama senin baban ilişkimize karşı benim babam değil.Hem senin baban bilemiyorum ama ikiyüzlü” işte bardağı taşıran son damlaydı bu sözü “Jack inanamıyorum babama nasıl ikiyüzlü dersin” dedim gerçekten sinirliydim o sırada Lucy geldi ve “Gençler lütfen bu ailenizin sorunu siz keyfinize bakın.Tanrım kavga sebebinize bakın” haklı olabilirdi ama yinede babama ikiyüzlü deme hakkına sahip değil.Her neyse uzatacak değildim çünkü ben uzattıkça oda uzatacaktı emindim.O yüzden konuyu kapatmak amaçlı “Tamam haklısın uzatmaya deymez ilk dersimiz boş zaten o yüzden kantine gidip oturmaya ne dersiniz?” dedim Jack te sakinleşmişti yavaşça elimi tuttu ve işte o an bütün sinirim geçmişti onun sıcaklığı beni de ısıtmıştı “Haklısın galiba aşkım biraz abarttık” dediği anda içimin bütün yağları eridi bitti şu anda ona sarılmamak için kendimi zor tutuyordum ama o benden önce davrandı ve kollarıyla aniden sardı ben de ona sarıldım kulağıma fısıldadı “Özür dilerim bir tanem” dedi bende “Bende özür dilerim hayatımın aşkı vazgeçilmezim” dedim çünkü ona ne kadar kızarsam kızayım ondan vazgeçemem asla…


Okul gelirken aklımda tek bir şey vardı annem ve babam acaba Jack olaya kendi açısından baktığı için mi yanlış anlamıştı yoksa doğrumuydu? Aklım çok karışıktı eve girer girmez anneme hesap sormaya başladım hesap sordum çünkü hala kim doğru kim yalan söylüyor bulamadım “Anne anlamıyorum Jack ın ailesi mi beni yoksa siz mi Jack ı istemiyorsunuz?” dedim annem duymazlıktan geldi sinirlerim çok bozuktu resmen dişlerimi sıktım “Anneeee” diye mırıldandım dişlerimin arasından çünkü o kadar çok sıkıyordum ki açamamıştım bile. “Jennifer… evet baban istemiyor çünkü üzülmeni istemiyor” dedi üzülmek mi? Onunla asla “Neden üzülmemden korkuyor ben onunla çok mutluyum ama” dediğim de yüzü asıldı ve oturduğu yerden kalkarak yanıma geldi “Jennifer onlar kısa bir süre için buradalar babasının tahini çıkabilir ve o zaman sen..” dedi sustu “Ben ne? Anne ben ne?” diye bağırım istemeden “Sen ağabeyinin öldüğü zaman ki gibi olursan diye korkuyoruz kızım” diyerek beni çok üzdü ben o zaman daha on bir yaşındaydım sevgili ağabeyim şimdi ne vardı da konuyu açtı intihar etmemi mi istiyor? Bu sözlerinin üstüne hiçbir şey diyememiştim.Biraz düşündüm ve odama çıktım annem de peşimden geldi.Odama girip kapıyı suratına çarptım.Bunu yapmayı istememiştim ama kendi kaşınmıştı.Ben Jack ı seviyorum ve beni hiçbir kuvvet ondan ayıramaz.Ben bunlarla aklımı meşgul ederken telefonum çaldı Jack arıyordu “Alo Jennifer ne oldu yani annenlerle konuştun mu?” dedi “Evet sana anlatacağım şu yaklaşık iki ay önce bir kafeye gitmiştik Penny olayı hani işte o kafede buluşalım yarım saatte orda ol” dedim sözleştik orayı seçmiştim çünkü doğum günü katliamından beri Penny görmemiştim gerçi şimdi onu düşünecek vaktim yok.


Hemen hazırlanıp çıktım ben arabama binerken babamın arabadan indiğini gördüm.Ama umursamadım.Kafeye vardığımda Jack te arabasından iniyordu.Birlikte kafeye girdik ne olduğunu çok merak ettiği belliydi hemen konuya girdim “Jack annemler sizin burada fazla kalmayacağınızı babanın tahini çıkarsa gideceğinizi söyledi doğru mu?” diye sorduğumda suratı düştü bir süre hiç bir şey söylemedi sanırım doğruydu “Peki o zaman annemler haklı eğer ağabeyim gibi sende beni bırakıp gidersen ben ölürüm” dedim bana tuhaf tuhaf baktı ve “Senin ağabeyin mi var?”dedi “Vardı ben on bir yaşındayken öldü” dedim üzüldüğümü görünce konuyu uzatmadan kapattı. Sonra birlikte sinemaya gittik.Duygusal bir aşk filmiydi ama pekte dikkat etmemiştim.Aslında son üç saatte olanların hiç birine dikkat etmiyordum.Ve Jack onu gerçekten çok ama çok seviyordum.Ondan vazgeçebilmek zordu ama eğer giderse ben o zaman ölürüm işte.Filmin bittiğini bile fark etmedim.Jack beni uyardı ve öyle anladım.Sinemadan çıkarken içim hala biraz buruktu.Lucy de bugün hiç görmemiştim.


Jack beni eve bıraktı.Ama onun babasının arabası bizim evin önünde duruyordu.Birlikte gittik tam kapıyı çalacaktık ki seslerden dolayı vazgeçtik. “Hayır hayır hayır bak Frank kızımdan uzak durun o oğluna da söyle o benim tek varlığım ve düşmanımın oğluyla çıkamaz .” babam Jack ın babasına bağırıp çağırıyordu ama ‘düşman’ lafından bir şey anlamamıştım ne demek istemişti? Jack e döndüm şaşkınlıkla o benim yüzüme bile bakmadı sanırım biliyordu “Ne ne demek düşman o konuyu yıllar önce kapattık sanıyordum Taddy ….” Devam etti ama ben bu seferde ‘yıllar önce’ kelimesine takıldım Jack e baktım ama yine bana bakmadı.Bende içeri daldım ve “Siz neden bahsediyorsunuz böyle ne düşmanlığı ne yıllar öncesi kim açıklayacak merak ediyorum doğrusu” diye bağırmaya başladım babam olayları açıklamaya çalışıyordu “Jennifer bak kızım biz şeyden bahsediyoruz…” annem sözünü kesti ve “Yeter artık ben açıklıyorum Jennifer bizim ailemiz ve Jack lerin ailesi üç yüz yıldır düşman bu yüz…” sözünü kestim ve “Üç yüz yıl mı?” ne demek istediklerini hala anlamamıştım annem sorumu duymazdan geldi ve devam etti “Bu yüzden sizin Jack le birlikte olmanız imkansız eğer birlikte olursanız savaş tekrar başlar ama sadece arkadaş olursanız bir sorun olmayacak kızım Jack i öldürmemizi istemezsin değil mi?” öldürmek lafını duyunca Jack ın ailesi de benim gibi yerlerinden fırladılar adeta “Oğlumu birileri gelip de öldürsün diye bu yaşına kadar büyütmedim ben onu” diye bağırdı Frank ben hiçbir şey diyemeyecek kadar şaşırmıştım bir günde ne kadar şey olmuştu böyle.Tanrım.Ne yapmalıydım bilmiyordum belki de Jack le kaçabiliriz diye düşündüm ama anneme ve babama bunu yapmak istemiyordum.Yapacak hiç bir şeyim yoktu.Belki de bir şey vardı en kolay yoldan kendimi öldürmek.Ama biraz düşününce benim onu yapmaya bile cesaretim yoktu ki.Hiç bir şey düşünemeyecek kadar yordun hissediyordum kendimi sonra Jack ın konuştuğunu duydum sanırım özcesini duymamıştım “…..biz Jennifer la birbirimizi çok seviyoruz sonuç olarak siz ne derseniz deyin biz yine birlikte oluruz yine oluruz gerekirse onun için ölürüm değil mi aşkım?” dedi aşkım derken anneme sanırım sinirine altını çize çize söyledi “Evet aşkım bende gerekirse senin için ölürüm” dedim ölüm lafını duyan annem bana kötü kötü bakınca bile bir korku hissetmedim.


Sabah kalktığımda dün gece olanların rüya olmasını diledim.Ama annem “Kızım uyandın mı? Bak kızım bizimle konuşmak istemiyor olabilirsin ama kimse kimseye zarar vermekte istemiyor sizin birlikte olmanız aileler arası bir savaş haline dönüşebilir” dedi “Anne ben onu seviyorum oda beni bizi rahat bırakın” diye bağırdım yattığım yerden annem gitmiş görünüyordu hiç ses etmedi.Ayağa kalktım kalkar kalmaz telefon çaldı arayan aşkımdı “Alo aşkım” diye cevapladım “Alo Jennifer konuşmalıyız ben kapının önündeyim hemen gel” dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Neler olduğunu çok merak ediyordum hemen giyinmeye başladım ve sarı elbisemi giydim.Çok güzel bir elbiseydi sinirliydi ve o yüzden beni güzel görmesini istiyordum.Hemen dışarı çıktım.Mutluydum çünkü onunlaydım.Ama o üzgün görünüyordu.Neler olduğunu merak ediyordum.


Hala konuşmayınca daha da meraklandım onu kolundan dürtüm ve gözlerine baktım yine o tanımlanamayan bakışlarıyla bakıyordu. “Jennifer ben dün gece çok düşündüm ve bir karar verdim…” dedi ve devam etmedi artık iyice korkmuştum “Evet” diye devam etmesi için bir tepki gösterdim. “Ve ben şey yani ben senden…senden …a…..ayrılmaya karar verdim” dedi ve derin bir nefes verdi.İnanamıyorum ayrılmak mı istiyordu yani? Ama neden? “Yalancı sen tam bir yalancısın Jack inanamıyorum ya ayrılmak mı? Hani ne olursa olsun beni sevecektin beni asla ama asla bırakmayacaktın.YALANCI” Üstüne basa basa söylemiştim.Sonra sanki söylediğim sözler çok hoşuna gitmiş gibi kahkaha atmaya başladı.Gözlerimi ona diktim buna inanamıyordum hem ayrılık diyor hem de gülüyor. “Jennifer lütfen söylediklerime inandığını söyleme” dediğinde okulun yolunu yarılamıştık.Ama inanmak “Jack seni anlamıyorum” dedim açık ve net olarak tekrar gülmeye başladı “Jennifer ben sana şaka yaptım ben senden hiç vazgeçebilir miyim? Vazgeçilmezim.” dedi ve elimi tuttu ve durdu bana döndü bende ona döndüm ve yavaşça yaklaştı etrafa baktı kimse yoktu.Çok heyecanlanmıştım kalbim hiç olmadığı kadar hızlı çarpıyordu ve bu bizim ilk öpücüğümüz olacaktı.Sessizce fısıldadı “Seni seviyorum” dedi ve dudakları dudaklarımı buldu öpücüğü oldukça sıcaktı.Dudaklarımız çok uyumluydu.Ellerimi onun yanaklarına koydum.Oda benim belime koydu o an hiç bitmesin istemiştim ama arkadan biri öksürür gibi yaptı ve konuştu “Tamam anladık birbirinize çok aşıksınız ama yolun ortasında da yani” dedi o kişi Lucy di ayrıldık ve birbirimize sevgiyle baktık ona aşıktım sonra Lucy baktık ve üçümüzde güldük ve okulun yolunu tekrar tuttuk.


Okuldan çıkar çıkmaz Jack ve Lucy eve doğru yürürken Tom da bize katıldı.Sanırım Tom Lucy e iyice aşık olmuştu.Ben eve girerken Jack bana öyle bir baktık ki içim bir tuhaf oldu.


İçeri girdiğimde annem ve babam beni gülümseyerek karşıladı.İki üç gündür bana böyle içten gülümsememişti.Açıkçası annemin o yanaklarında ki gamzeyi o kadar özlemiştim ki.Ama yinede şaşkınlığım gitmemişti. “Anne baba neler oluyor?” dedim annem bana yaklaştı o zamana kadar kapının açık olduğunu fark etmemiştim annem kapıyı örttü ve “Jennifer kızım biz uzun uzun konuştuk ve bir karar aldık babanla yani” dedi iyice meraklanmıştım “Evet” dedim derin bir nefes aldı ve “Kızım biz konuştuk ve de bu anlaşmayı rafa kaldırmaya karar verdik yani birlikte olabilir isterseniz evlenebilirsiniz de yani artık rahatsınız” dediği anda ayaklarım yerden kesildi.İnanamıyorum Jack le rahat rahat takılabilirdik yani. “Anne sen doğru mu söylüyorsun? Baba” dedim ve babama baktım yavaşça başını salladı evet anlamında.İnanmıyorum çok mutluydum hemen anneme sarıldım ve sonrada babama.Onlara sarılmak çok güven vermişti.


Hemen yukarıya çıkıp Jack ı aradım “Jack sana çok önemli bir şey söyleyeceğim ama telefonda olmaz buluşmalıyız her zaman ki kafe de bulaşalım” dedim sesimi üzgün tutmaya çalıştım o bana oyun oynuyorsa ben de ona oynayacağım “Sesin kötü geliyor ne oldu?” dedi yaşasın yutmuştu “Dedim ya telefonda olmaz seni kafede bekliyor olacağım” Dedim ve kapattım hemen gar dolabımı yerle bir etmeye başladım.Çok güzel pembe çiçekli beyaz bir elbisem vardı onu giydim ve pembe topuklularımı giydim.Pembe bir makyaj yaptım ve beyaz çantamı da alıp evden çıktım.

Kafeye girdiğimde ellerini sıkıyordu.Yüzümdeki gülüşü silip üzüntülü bir şekil de yanına gittim.Öpmek istedi ama geri çekildim “Jack hiç lafı çevirmeden konuya giriyorum babam ve annem eve gittiğimde bana bir şey söylediler ve bende onlara katılıyorum..” deyip onu korkuttum. Gerçekten de korkmuş gibiydi nefes nefese sadece gözlerimin içine yine o anlaşılmaz gözlerle bakıyordu.Tanrım bu bakışlar beni öldürebilirdi o kadar güzel ve içten bakıyordu ki.Sonra kendimi topladım ve tekrar söze girdim “Annemler…..bizim..birlikte…birlikte olmamıza… izin…” dedim ve en sonunda sesimi yükselterek adeta çığlık atarak “VERDİLERRR” Dedim ikimizde ayağa kalktık ve sevinç içinde birbirimize sarıldık “Neden beni korkuttun?” dedi sonradan kızın bir sesle gözlerimi açtığımda herkes bize bakıyordu çok utanmıştım usulca yerime geri oturdum ve sorusuna cevap verdim. “Sen sabah beni korkutmuştun ama sen bana oyun oynarsında ben sana oyun oynayamaz mıyım?” dedim aslında soru değildi ama yinede cevap verdi “Yaparsın yapmasına da ben dersimi aldım bundan sonra sana ağır şaka yapmayacağım daha ağırını yapıyorsun” dedi gülerek haklıydı öyleydim “Sinemaya gidelim mi? Çok güzel bir korku filmi var sen beni korkuttun sıra bende” dedi sonradan.Başta korktum ama sonradan düşününce romantik olabilirdi kortlukça ona sarılabilirdim. “Tamam kabul” dedim gözlerimde bir ışık olduğu şüphesizdi.Onun gözlerinin de içi parlıyordu.


Sinemaya gittiğimizde ben kahveleri aldım oda film biletlerini aldı.Film başlayıncaya kadar bir yerde oturduk sohbet ettik o konuştu ben dinledim.Ama sadece kulaklarımla çünkü aklım ve kalbim meşguldü ona bakmakla yeterince.O gözleri bembeyaz dişleri kahvemsi teni her şeyiyle tamamlıyordu adeta beni.Saat gelince içeri doğru yaklaştıkça korkuyordum.İçeri girdik yerimizi bulup oturduk.Film başlangıcında çok güzeldi romantikti ama çiftin erkek çocuklarının öldürülüşünde Jack öyle bir sarıldım ki o bile şaşırdı ama hoşuna gittiği belliydi elini tuttum sıkıca ve sarıldım.Film devam ettikçe daha korkunç oluyordu kadının ölümü oğlundan daha kötüydü.Hele o adamın rüyalarına giren şeytan mıdır cin midir her neyse çok korkunçtu.Film boyunca Jack ın elini bırakmadım molada bile.Filmin sonunda her şey çözülüyordu.Aslında her şey bir rüyaydı Adamın rüyası sonu yine çok hem de çok romantikti.Beni eve bıraktı benimle birlikte oda geldi odamda saat gece ona kadar konuştuk ve bundan ne annem nede babam rahatsız olmadılar böyle ben çok mutluydum.


işte devamı ama 8. bölümü birazcık fazla bekleyeceksiniz çünkü daha bitiremedim tatil girince arayaa

cumaya kadar yorum almassam devam etmicemmm

artık dvm etmicmm kızlar üzgünümm

bence çok güzel olmuş çok yeteneklisin bu arada ben yeniyim bence devamınıda yaz